DOLAR 32,3687 0.02%
EURO 34,8002 0.01%
ALTIN 2.394,79-0,07
BITCOIN 19215322,65%
Mersin
22°

HAFİF YAĞMUR

13:06

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

TÜRKİYE’NİN İLK KADIN AVUKATI: SÜREYYA AĞAOĞLU
201 okunma

TÜRKİYE’NİN İLK KADIN AVUKATI: SÜREYYA AĞAOĞLU

ABONE OL
3 Haziran 2023 12:19
TÜRKİYE’NİN İLK KADIN AVUKATI: SÜREYYA AĞAOĞLU
0

BEĞENDİM

ABONE OL

TÜRKİYE’NİN İLK KADIN AVUKATI: SÜREYYA AĞAOĞLU

 

Süreyya Ağaoğlu 29 Temmuz 1903’te Azerbaycan’da dünyaya geldi. Babası Atatürk’ün fikir ve mücadele arkadaşı düşünür, yazar, siyasetçi ve hukuk profesörü Ahmet Ağaoğlu, annesi ise Sitare Hanım’dır. Beş çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu olan Süreyya Ağaoğlu, eğitimci ve milletvekili Tezer Taşkıran’ın; mühendis ve iş adamı Abdurrahman Ağaoğlu’nun; siyasetçi, edebiyatçı, hukukçu Samet Ağaoğlu’nun ve tıp doktoru Gültekin Ağaoğlu’nun ablasıdır. 1910 yılında ailesiyle birlikte Türkiye’ye göç eden Süreyya Ağaoğlu’nun çocukluğu ve gençliği, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarında Türk Ocağı Aydınları ve Mustafa Kemal Paşa’nın yakın dostlarından oluşan bir çevrede geçti. 1921 yılında Bezm-i Alem Valide Sultanisini (şimdiki İstanbul Kız Lisesi) bitirdi. En büyük isteği hukuk öğrenimi görmekti.

Süreyya Ağaoğlu, henüz yedi yaşındayken arkadaşlarının ve ailesinin ne olmak istediğini sorduklarında “Avukat olacağım.” cevabını vermektedir ve büyüdüğünde hala bu isteğinin devam ettiğini gören aile büyüklerinin isteğinden vazgeçmesi konusunda tavsiyelerde bulunmasına rağmen bu isteğinden vazgeçmez. Süreyya Ağaoğlu, toplumsal cinsiyet rolünü reddetmiş, kendisine dayatılmaya çalışılan mesleklerin dışında statü, ayrıcalık, güç anlamını barındırdığı kabul edilen avukatlık mesleğine giriş konusunda ısrarcı olmuş ve 1921’de liseyi bitirdiğinde hukuk eğitimi almak için mücadelesini başlatmıştır.

Liseden mezun olduktan sonra avukat olma hayalini gerçekleştirmek ve hukuk fakültesinin kapılarını kadınlara açmak için harekete geçer. Kaleme aldığı Bir Ömür Böyle Geçti isimli kitabında fakülteye kaydolmak için üç kız arkadaşını daha getirmesini istendiğini ve ancak bu şekilde kaydının kabul edilebileceğini anlatmıştır. Hedeflerinden vazgeçmeyen Ağaoğlu, üç arkadaşı ile kaydolur ve  listede “1” numaralı öğrenci olur. Ancak karma eğitimin olmamasından öğleden sonraları ders alırlar. İkinci dönem alınan karar ile karma eğitime geçilerek erkek öğrencilerle beraber ders alır ve dört yıllık eğitim sonunda 1925 yılında mezun olur. Fakülteyi başarıyla bitiren Süreyya Ağaoğlu’nun bu başarısı Batı’daki hukuk çevrelerinde de büyük yankı uyandırır.

Paris Uluslararası Enstitüsü’nde üç aylık seminer bursu teklif alan Ağaoğlu, Türkiye’de gerekli izinleri alamadığı için Paris’e gidemez ve Adalet Bakanlığı’nda staja başlar. 5 Aralık 1927’de Ankara Barosu’na kaydolmuş, 1928’de de avukatlık ruhsatını alarak Türkiye’nin ilk kadın avukatı unvanının sahibi olmuştur. Hayatı boyunca da avukatlık mesleğini sürdürür.

1929’da Ankara Barosu’ndan kaydını sildirip Devlet Şurası’nda 1929 – 1931 yılları arasında raportör olarak çalışmıştır. 1932 yılında ailesiyle birlikte İstanbul’a göç eden Süreyya Ağaoğlu, 1936 yılında avukatlık kaydını Ankara Barosu’ndan İstanbul Barosu’na aldırmıştır. 1946’daki çabaları sonu İstanbul Barosu’nun, Uluslararası Barolar Birliği’ne üye olmasını sağlamıştır. 1946 – 1960 tarihleri arasında Uluslararası Barolar Birliği’nin tek kadın yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmıştır. Milletlerarası Kadın Hukukçular Komisyonu’nun iki yıl başkanlığını yapan Ağaoğlu, Hür Fikirleri Yayma Derneği ile Türk-Amerikan Üniversiteler Derneği’nin kurucusuydu.

Ağaoğlu meslek hayatında aktif avukatlık yapmanın yanı sıra çok sayıda uluslararası konferansta Türkiye’yi ve Türkiye’deki kadınları temsil etmiş, birçok ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşunda aktif rol oynamıştır. Bu kapsamda törenlerde yaptığı konuşmalarda, “Bu kadar yıllık tecrübeden sonra avukatların ve hâkimlerin hiçbir kuvvetten çekinmemesi gerektiğine ve ancak o zaman ‘Adaletin Mülkün Temeli’ olabileceğine inandığını” ifade etmiştir. Yaşamı boyunca ataerkil bir meslekte verdiği mücadele ile sadece hukukçuların değil, kadın hakları savunucularının da gönlüne taht kuran Ağaoğlu’nun konuşma yaptığı salondaki tek kadın olarak çekilmiş fotoğrafı, yaşam boyu verdiği mücadelenin adeta özetidir. Yaptığı bütün bu cesur hareketlerle Süreyya Ağaoğlu tarihe adını kadın hakları koruyucusu bir kadın avukat olarak kazımayı başarmıştır. Hayatı boyunca kadın hakları için mücadele etmiş ve sonunda da ilklerin kadını olmayı başarmış bir kadın Süreyya Ağaoğlu. Türkiye’nin ilk kadın avukatı Süreyya Ağaoğlu’nun hayatını şekillendiren, onun mücadeleci ruhudur.

29 Aralık 1989’da İstanbul’da katıldığı “Kadın Hakları ve Çağdaşlaşma” konulu panelden ayrılırken düşmüş ve beyin kanaması geçirmiş ve daha sonra vefat etmiş, Feriköy Mezarlığında toprağa verilmiştir.

Ağaoğlu, Atatürk sayesinde aydınlanma ateşinin, kadınların yüzüne bir güneş gibi doğduğu sürece tanıklık etmiş ve yaşadığı sıkıntılı dönemlere sünger çekerek yılmadan, yeniliklere doğru yürüyüp modern Türk kadınının temsilcisi olmuştur.

 

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.